5 Eylül 2012 Çarşamba

Bir Nefes İĞNEADA ...

   Sevgili blog okuyucu , her şerde bir hayır olduğuna inananlardan biri olarak yine haklı çıktığımı söyleyebilirim, nedeni ise bu yaz planlarımızın yok artık dedirtecek şekilde sekteye uğraması ... Yaklaşık 15 senedir ailecek gittiğimiz devre mülkümüzde son iki senedir işletme kaynaklı sorunlar nedeniyle bi türlü tatil yapamadık geçen yıl ki nazar boncuğu olsun bu sene söyle güzelce bir köy havası alalım , termal sularda şifa bulalım dedik ama ne mümkün tesisde geçen yıl ki gibi yine sorunlar devam ediyormuş :( ...
   Eşimin de yıllık izni denk gelince alternatif bir tatil planı yapmak her zamanki gibi bana düştü tabii... fakat tatilmize 2-3 gün kala bir yerler bulmak hem çocuk için uygun olsun hem bizim için, hem de bütçemize uysun derken hiç kolay olmadı .. Akdeniz ve Ege uzak olduğu gerekçesiyle kabul edilmeyince İstanbula yakın ama denizi ve kumu olan yerleri araştırmaya başladım , Önce adalardan yana şansımı denedim Gökçeada ve Bozcaada arzu ettğimizi konfordaki otel ve apartları dolu olduğundan ve ha deyince geri dönmemiz gerekirse kolay olmayacağından başka bir tatile kaldı...

  Kardeşim önerisi olan İğneada'yı ise hiç duymamış hatta ada sandığımdan ilk önce internetten bir araştırdım tüm yorumlarda bol orman havası , gölleri ve şahane denizinden bahsedildiğini görünce hıh işte bu  ! yeni bir yer denemek lazım hemde İstanbula çok yakın diye hemen konaklama alternatiflerini incelemeye başladım ..

  İğneada da 5* lı tek bir tesis var İğneada Resort fakat bizim istediğimiz tarihlerde yer yoktu , hal böyle olunca otel veya apart şeklindeki seçenekleri araştırmaya başladım . Annem ve babamda bizimle beraber tatil yapmaya karar verince de Apart tipi bir konaklama daha ekonomik geldi. Şansımıza henüz yeni hizmet vermeye başlamış bir aile işletmesi olan Yakamoz Apartta denedik .. İyiki öyle yapmışız çok ama çok memnun kaldık hem temizliği hem konumu hemde işletmesini yapan aile süperdi.

 Muhteşem kumsalı ve tertemiz denizini anlatmadan evvel İstanbula çok yakın olduğunu hatta biz Avrupa yakasında olduğumuzdan evden çıkıp 2,5 - 3 sa. oaraya vardığımızı hemen söyliyeyim.. İstanbulda bir semtten diğerine tarfikte neredeyse bu kadar zamanda gidilebiliyorken tatile gidebilmek harikaydı birde yol tamamen ormanlık öyleki bazı noktalarda ağaçların sıklığından gökyüzünü göremediğimiz oldu .. Vel hasıl güzel bir tatil ve dinlencenin ardından döndüğümde mutlaka İğneadadan blogumda bahsetmeliyim dedim..

 E biraz geç olsada İğneada'ya dair bilgiler ve fotolar emrinize amade :)


 Neredeyse tüm ziyaretçilerinin belirttiği gibi muhteşem orman manzaralı yollardan geçerek ulaştık İğneada'ya ...



   Bu muhteşem kumsal  az biraz dalgalı deniziyle çıktı karşımıza . Bu arada kumsalında altın zerreleri olduğuna dair bazı yazıları okumuştum , benim gözlemim ise altın konusunu bilemem ama pırıl pırıl bir kumsal olduğunu yönünde, ayrıca kumsalın uzunluğu ve genişliği tatilcilerin sıkış sıkış olmadan rahatca denizin tadını çıkartmalarını sağlıyor...


İnternet araştırmalarımda bahsi geçen Beğendik köyüne de uğramadan olmazdı tabi .. İğneadadan araçla 15 dakikada ulaşılabiliyor. Burası bir sınır köyü fotoğrafta arkada görülen yerleşim alanı ise bir Bulgar köyü olan Rezova, öyle yakın ki evleri tek tek seçebiliyorsunuz , fotoğrafı çektiğimiz yer ise oldukça salaş diyebileceğim bir camping ... camping dediysem 3-5 masayla yaz aylarında hizmet veren bir yer, önünde ise ince kumdan bir plaj ve bol dalgalı deniz bulunuyor..

 Genel itibariyle hem dinleneyim hem denizin kumun tadını sakin sakin çıkartayım diyenlerden iseniz gönül rahatlığı ile tavsiye edebilirim.

 Eğlence hayatının ise yok denecek kadar az olduğunu hemen belirtmeliyim kısa süren yaz sezonunda çay bahçesinde program yapan yerel sanatçılar ve 5* oteldeki program dışında pek gece eğlencesi yok.

 Alışveriş ve yeme içme hususunda ise resturant yönünden çok zayıf bulduğumu söyleyebilirim. İmar izni çıkmasıyla mütahitler tarafından bir apart kasabasına dönüşen İğneada da yemekler bu apartlardaki mutfaklarda ve tatilciler (ki genelde anneler tarafından) yapılıyor. Tam merkezinde ihtiyacınız olan herşeyi bulabileceğiniz ki buna ortak bir ATM de dahil bir market hemen yanında da kasabı mevcut... Hatta yine tam meydanda bir tane de A101 şubesi var. Haftada bir kurulan pazar ise hayal kırıklığı yaşatır cinsten çünkü Ege kasabalarında olduğu gibi bol , ucuz ve çeşit çeşit sebzeleri bulabileceğiniz gibi değil malesef , sebze ve meyvelerin çoğunun İstanbul'dan geldiğini söylediler ve fiyatlarıda İstanbul'daki marketlerden yüksekti.

 Çocukla tatil için ise özellikle güvenlik yönünden oldukça avantajlı olduğunu belirteyim , orada kaldığımız 15 gün boyunca hem yerel halkın sakin ve kendi halinde oluşu hemde hiçbir asayiş sorunu olmaması ki kaldığımız apartı işleten aile bunu özellikle belirttiğinden minnoş kızımın sokaklarda özgürlüğünü ilan ederek (dedesi gözetiminde tabii) dolaştı, ağaçlardan dud (dut) yedi, kedilerin peşinden koştu ve bu tatilden sanırım en çokta o memnun kaldı..

 Netice olarak ufak tefek eksi yönlerinin dışında ailece çok memnun kaldığımızı ve dostlarımıza tavsiye edebileceğimiz bir yeri keşfetmekten dolayı da mutlu olduğumuzu belirterek yazımı sonlandırıyorum ...

İğneada'ya yolu düşen herkese mutlu tatiller diliyorum...

1 yorum:

  1. Kırklarelinde askerdeyken evci izni icin cıkmıştım iğneadaya uzun sahil temiz denizi cezbetmişti beni. yazınız icin teşekkür ediyorum anılarımı tazeledi bu yaz bir ege planım var fakat iğneadaya da en kısa zamanda gideceğim inşallah :) kendi blog sayfam: www.kesfedecekcokyervar.blogspot.com

    YanıtlaSil